Kremlin Sözcüsü Dmitriy Peskov, Ukrayna'nın Rusya'daki askeri hava üslerine yönelik saldırılarına ilişkin önemli açıklamalarda bulundu. Peskov, Rus ordusunun bu saldırılara karşı yanıtını, "nasıl ve ne zaman uygun görürse" o şekilde vereceğini belirtti. Bu açıklama, Rusya'nın Ukrayna'ya karşı misilleme yapabileceği yönünde güçlü bir sinyal olarak değerlendiriliyor.

Putin ve Trump Arasındaki Görüşme

Peskov, Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ile ABD Başkanı Donald Trump arasında gerçekleşen telefon görüşmesine de değindi. Görüşmede, Ukrayna'nın 1 Haziran'da Bryansk ve Kursk bölgelerindeki saldırılarının da gündeme geldiğini aktardı. Trump'ın bu saldırılar hakkında bilgi sahibi olmadığını belirtmesi üzerine Peskov, "Uluslararası değerlendirme açısından, elbette en azından bu terör eyleminin güçlü bir şekilde kınandığını duymayı tercih ederdik" ifadelerini kullandı. İki liderin görüşmesinde yaptırım konusunun gündeme gelmediği de belirtildi.

"Devlet Düzeyinde Terörizm"

Putin'in Bryansk ve Kursk bölgelerindeki saldırıları "terörizm" olarak tanımladığını hatırlatan Peskov, "Bu devlet düzeyinde terörizmden başka bir şey değildir" şeklinde konuştu. Bu ifadeler, Rusya'nın Ukrayna'yı terörizmi desteklemekle suçladığı anlamına geliyor ve gerilimi daha da tırmandırıyor.

Rusya'nın Olası Misilleme Adımları

Rusya'nın Ukrayna'ya karşı nasıl bir misilleme yapacağı henüz net değil. Ancak olası senaryolar arasında şunlar yer alabilir:

• Ukrayna'daki askeri hedeflere yönelik hava saldırılarının yoğunlaştırılması
• Enerji altyapısına yönelik sabotaj eylemleri
• Siber saldırılar
• Ekonomik yaptırımlar

Rusya'nın vereceği yanıtın şiddeti, Ukrayna'nın saldırılarının yol açtığı zarara ve Rusya'nın stratejik hedeflerine bağlı olacaktır.

Ukrayna'nın Rus askeri hava üslerine yönelik saldırıları ve Rusya'nın misilleme tehdidi, savaşın seyrini değiştirebilecek kritik bir dönüm noktası olarak değerlendiriliyor. Gerilimin tırmanması, bölgesel ve küresel güvenlik açısından ciddi sonuçlar doğurabilir. Uluslararası toplumun, tarafları diyalog ve müzakereye teşvik etmesi, daha büyük bir çatışmanın önüne geçilmesi açısından hayati önem taşıyor.