PKK'nın son bildirisi, içeriğindeki belirsizlikler, silah bırakma sürecine dair muğlak ifadeler, Lozan Antlaşması'na yönelik tartışmalı yaklaşımlar ve soykırım iddiaları ile kamuoyunda geniş yankı uyandırmıştı. Bu tartışmalara bir yenisi daha eklendi: Bölgedeki aşiretlerden ilk açıklama geldi. Aşiretler, sürecin sekteye uğramaması gerektiğinin altını çizerken, taleplerini de net bir şekilde dile getirdiler. Bu açıklama, bölgedeki siyasi dengeler ve çözüm süreci açısından önemli bir dönüm noktası olarak değerlendiriliyor.
Aşiretlerin Öncelikli Talepleri
Aşiretler, yaptıkları açıklamada, çözüm sürecinin devamlılığı için öncelikle şeffaflık ve kapsayıcılık ilkelerinin gözetilmesi gerektiğini vurguladılar. Ayrıca, bölgedeki güvenlik sorunlarının çözümü için devletin daha etkin adımlar atmasını ve sivil toplum kuruluşlarının sürece dahil edilmesini talep ettiler. İşte aşiretlerin öne çıkan bazı talepleri:
- Şeffaf ve Kapsayıcı Süreç: Çözüm sürecinin tüm aşamalarının kamuoyu ile paylaşılması ve farklı kesimlerin görüşlerinin alınması.
- Güvenlik Önlemleri: Bölgedeki güvenlik sorunlarının çözümü için devletin daha etkin adımlar atması ve sivillerin korunması.
- Sivil Toplumun Katılımı: Sivil toplum kuruluşlarının çözüm sürecine aktif olarak dahil edilmesi ve yerel halkın temsil edilmesi.
- Ekonomik Kalkınma: Bölgedeki ekonomik eşitsizliklerin giderilmesi ve istihdam olanaklarının artırılması.
Aşiretlerin bu talepleri, çözüm sürecinin daha sağlam bir zemine oturtulması ve bölgedeki istikrarın sağlanması açısından kritik öneme sahip.
Lozan İddialarına Yanıt
PKK'nın bildirisinde yer alan Lozan Antlaşması'na yönelik eleştirilere de değinen aşiretler, bu tür tartışmaların çözüm sürecine zarar verebileceği uyarısında bulundular. Aşiret temsilcileri, Lozan Antlaşması'nın Türkiye Cumhuriyeti'nin kurucu belgelerinden biri olduğunu ve bu antlaşmanın tartışmaya açılmasının bölgedeki farklı etnik ve dini gruplar arasında güvensizlik yaratabileceğini ifade ettiler. Bu konuda daha dikkatli ve yapıcı bir dil kullanılması gerektiğini vurguladılar.
Lozan Antlaşması, Türkiye Cumhuriyeti'nin tapu senedi olarak kabul edilir. 24 Temmuz 1923 tarihinde İsviçre'nin Lozan kentinde imzalanmıştır. Türkiye, Yunanistan, İngiltere, Fransa, İtalya, Japonya, Romanya ve Yugoslavya tarafından imzalanan bu antlaşma, I. Dünya Savaşı sonrasında Osmanlı İmparatorluğu'nun parçalanmasıyla ortaya çıkan yeni durumu ve Türkiye'nin sınırlarını belirlemiştir.
Aşiretlerin bu açıklaması, bölgedeki çözüm sürecinin geleceği açısından önemli bir gösterge niteliğinde. Sürecin başarıya ulaşması için tüm tarafların yapıcı bir diyalog içinde olması ve ortak bir zeminde buluşması gerekiyor. Aşiretlerin talepleri ve uyarıları, bu diyalog için önemli bir yol haritası sunuyor. Önümüzdeki günlerde, devletin ve diğer siyasi aktörlerin bu açıklamalara nasıl yanıt vereceği merakla bekleniyor.