
Gezi Parkı Anması: Polis Ablukası ve Direnişin Yükselişi!
Türkiye'nin yakın tarihine damga vuran Gezi Direnişi'nin 12. yıl dönümünde, Taksim yine hareketli saatler yaşadı. Taksim Dayanışması Koordinasyonu'nun "Karanlık gider, Gezi kalır" çağrısıyla harekete geçen vatandaşlar, polis ablukasına rağmen Gezi'yi anmak için bir araya geldi. Ancak, Beyoğlu'nun birçok bölgesi sabahın erken saatlerinden itibaren polis barikatlarıyla çevrildi. İstiklal Caddesi'ne çıkan tüm sokaklar kapatılırken, Galatasaray Meydanı da abluka altına alındı. İşte Gezi anmasında yaşananlar ve direnişin yükselen sesi!
Polis Ablukasına Rağmen Direniş Devam Etti
Taksim'e ulaşımın engellenmesi üzerine eylemciler, ara sokaklarda toplanmaya başladı. Koordinasyon üyelerinin İstiklal Caddesi'nden uzaklaştırılmasıyla birlikte, Mis Sokak toplanma alanı olarak belirlendi. Eyleme, DEM Parti milletvekilleri Kezban Konukçu ve Çiçek Otlu da katılarak destek verdi. Yüzlerce kişi, polis barikatının ortasında Gezi'de hayatını kaybedenleri anmak için bir araya geldi. Anma, hayatını kaybedenlerin isimlerinin okunmasıyla başladı.
Gençlerin yoğun katılım gösterdiği eylemde, "Her yer Taksim her yer direniş" ve "Yaşasın devrim ve sosyalizm" sloganları yankılandı. Eylemciler, Gezi ruhunu yaşatmak ve taleplerini dile getirmek için kararlılıklarını bir kez daha gösterdi.
- Polis ablukası protesto edildi.
- Gezi şehitleri anıldı.
- Sloganlarla direniş vurgulandı.
Sırrı Süreyya Önder Anıldı
Kitle, "Sırrı’ya sözümüz barış olacak" sloganlarıyla 3 Mayıs'ta hayatını kaybeden DEM Parti Milletvekili ve TBMM Başkanvekili Sırrı Süreyya Önder'i de andı. Önder'in barışçıl yaklaşımı ve demokrasi mücadelesi, eylemciler tarafından saygıyla anıldı. Bu anlamlı anma, Gezi ruhunun sadece geçmişe değil, geleceğe de ışık tuttuğunu gösterdi.
Gezi'nin Mirası ve Anlamı
Gezi Direnişi, Türkiye'de sadece bir parkı koruma eylemi olarak başlamış olsa da, zamanla farklı kesimlerden insanların ortak talepleri etrafında birleştiği geniş bir toplumsal harekete dönüştü. Demokrasi, özgürlük, adalet ve doğa hakları gibi evrensel değerler, Gezi'nin temelini oluşturdu. Gezi, farklılıkların bir arada yaşayabileceği, ortak bir gelecek hayali kurabileceği bir platform yarattı. Bu nedenle, Gezi'nin 12. yıl dönümü, sadece bir anma değil, aynı zamanda bu değerleri yeniden hatırlama ve savunma fırsatı olarak görülüyor.
Gezi Direnişi'nin 12. yıl dönümünde Taksim'de yaşanan polis ablukası ve direniş, Türkiye'deki toplumsal muhalefetin ve demokrasi talebinin canlılığını bir kez daha gözler önüne serdi. Vatandaşlar, baskılara rağmen Gezi ruhunu yaşatmaya ve taleplerini dile getirmeye devam ediyor. Gezi'nin mirası, gelecek nesillere ilham vermeye ve Türkiye'nin demokratikleşme sürecine katkıda bulunmaya devam edecek.