
Dogma 25 Manifestosu: Sinemada Yeni Akım Başlıyor!
Danimarkalı ve İsveçli bir grup film yapımcısı, sinemaya yeni bir soluk getirmek amacıyla Dogma 25 hareketini başlattı. Ünlü avangart Dogme 95 hareketinin yeniden canlandırılması olarak nitelendirilen bu girişim, internet çağının getirdiği değişimlere bir yanıt niteliği taşıyor. Film yapımcıları, bir yıl içinde el yazılı senaryolar kullanarak ve yaratıcı süreçte internet veya e-posta kullanmadan beş film yapma sözü verdiler.
Dogma 25'in Doğuşu ve Misyonu
Dogma 25'in manifestosu, Cannes Film Festivali'nde okundu ve hareketin amacı "film dünyasının algoritmalarla temellendiği ve yapay görsel ifadelerin popülerlik kazandığı bir dünyada, kusurlu, belirgin ve insan izine sahip çıkmak" olarak tanımlandı. May el-Toukhy tarafından 2019'da Kopenhag'da kurulan bu hareket, "bir kurtarma görevi ve kültürel bir ayaklanma" olarak nitelendiriliyor.
El-Toukhy, arthouse filmlerin karşılaştığı zorluklara dikkat çekerek, "Covid sonrası, tüm fiyatlar arttı ve aynı miktar parayla daha az film alıyoruz. Bu, arthouse filmleri için büyük bir sorun, çünkü risk alma ortadan kalktı. Tüm ana akım sinema, arthouse'un omuzlarında yükselir ve eğer arthouse tamamen ölürse, ana akımda hiçbir özgünlük kalmaz," dedi.
Dogma 25'in Kuralları ve İlkeleri
Dogma 25, orijinal Dogme hareketinden sadece bir kuralı koruyor: Filmlerin "anlatının gerçekleştiği yerde çekilmesi" gerekliliği. Yeni hareketin 10 kuralı ise şu şekilde:
- Senaryo orijinal ve yönetmen tarafından el yazısıyla yazılmış olmalı.
- İçerik değiştirici koşullarla bağlı olmayan finansman kabul edilecek.
- Kamera arkasında en fazla 10 kişi olacak.
- Diyalogsuz geçen kısımlar, "görsel anlatım ve izleyiciye güven" inancı nedeniyle en az yarısı olmalı.
- Makyaj veya yüzlerin ve bedenlerin herhangi bir şekilde manipülasyonu yasaktır.
- Sette kullanılan aksesuarlar "kiralanmalı, ödünç alınmalı, bulunmalı veya kullanılmalıdır".
- Filmler "bir yıldan fazla sürede yapılmamalıdır".
- İnternet, tüm yaratım süreçlerinde yasaktır.
Bu kuralların amacı, film yapım sürecini basitleştirmek, özgünlüğü teşvik etmek ve büyük firmaların etkisinden uzak durmaktır.
Dogma 25'in Geleceği ve Etkileri
Dogma 25'in lansman etkinliğinde, internet yasağına rağmen, film yapım aşamasında yalnızca idari amaçlar için e-posta kullanılmasına izin verileceği açıklandı. Annika Berg, "İnternete o kadar bağımlı hale geldik ki, 'Vay, ilham almamın tamamı internetten' diyorsun. Ama asıl amaç, büyük firmalar tarafından hedef alınabileceğimiz için kendimizi bu bağımlılıktan kurtarmaktır," dedi.
Isabella Eklöf ise ilk Dogma 25 filminin konusunu çoktan belirlediğini ve "Bir sadomazoşist ilişkim vardı ve bunu doğal bir bakış açısıyla anlatan bir film görmemiştim. Bununla ilgili romantik, gerçekçi bir film yapmak isterim," şeklinde konuştu.
Dogma 25, sinemada özgünlüğe ve yaratıcılığa dönüşü simgeliyor. İnternetin ve teknolojinin getirdiği kolaylıklara rağmen, bu hareket, film yapımcılarını daha basit ve insani bir yaklaşıma teşvik ediyor. Dogma 25'in sinema dünyasında nasıl bir etki yaratacağını ve hangi yeni yetenekleri ortaya çıkaracağını hep birlikte göreceğiz.