05 Mayıs 2025 Pazartesi

Deniz Suyu Alarm Veriyor! Bakteri Tehlikesi Yaz Aylarında Katlanıyor

Yaz aylarının gelmesiyle birlikte deniz suyu sıcaklıklarındaki artış, insan sağlığı için ciddi riskleri beraberinde getiriyor. Özellikle kıyı bölgelerinde görülen yüksek sıcaklıklar, bakterilerin çoğalması için ideal bir ortam oluşturarak çeşitli sağlık sorunlarına davetiye çıkarıyor. Uzmanlar, deniz suyu sıcaklıklarındaki bu artışın önümüzdeki yıllarda daha da belirginleşeceğini öngörerek, alınması gereken önlemler konusunda uyarıyor.

Deniz Suyu Sıcaklıkları Neden Artıyor?

Araştırmalar, 2030 yılına kadar dünya genelinde sıcaklıkların yaklaşık 1,4 santigrat derece artmasının beklendiğini gösteriyor. 2050 ve 2100 yılları arasında ise bu artışın 6 santigrat dereceye kadar ulaşabileceği tahmin ediliyor. Deniz suyu sıcaklıklarındaki artışın temel nedenleri arasında iklim değişikliği ve sera gazı emisyonları yer alıyor. Ayrıca, insan faaliyetleri sonucu denizlere bırakılan atıklar da su kalitesini olumsuz etkileyerek bakteri oluşumunu hızlandırıyor.

Doç. Dr. Gönül Tuğrul İçemer, geçmiş yıllara kıyasla deniz suyu sıcaklıklarının yaklaşık 1 ile 1,5 derece arttığını belirtiyor. Kıyı bölgelerinde zaman zaman 30 santigrat derecenin üzerinde sıcaklıklar ölçüldüğünü ifade eden İçemer, "Bu sıcaklık aralığı, bakterilerin çoğalması için son derece elverişli bir ortam oluşturuyor. Bakteri kaynakları günübirlik tekne turları, rekreasyonel aktiviteler ve transit gemilerin bıraktığı atıklar gibi insan faaliyetlerinden oluşuyor. Yaz aylarında artan sıcaklıklar ve organik madde miktarı, bakterilerin deniz suyunda hayatta kalma süresini uzatıyor" diye konuştu.

Sağlığımızı Tehdit Eden Riskler Neler?

Artan bakteriyel yoğunluk, insan sağlığı üzerinde çeşitli tehlikelere yol açıyor. En sık görülen rahatsızlıklar arasında gözde konjonktivit (iltihaplanma), orta kulak iltihabı ve ciltte isilik yer alıyor. Yapılan çalışmalara göre, denize giren bir kişinin yaklaşık 50 mililitre su yutabileceği ve bu yutulan suyla birlikte bakterilerin mide, kulak ve burun yoluyla vücuda giriş yapabileceği tespit edildi. Bu durum, özellikle çocuklar ve bağışıklık sistemi zayıf olan kişiler için ciddi bir risk oluşturuyor.

Doç. Dr. İçemer, özellikle nehir ağızlarına yakın bölgelerde bakteri yoğunluğunun daha yüksek olduğuna dikkat çekiyor. Aşırı yağışların getirdiği toprak ve kirli partiküllerin de yaz aylarında bakteriyel yükü artırdığını belirtiyor.

Güvenli Yüzme İçin Nelere Dikkat Etmeliyiz?

Deniz suyunun sıcaklık artışı ve bakteri yoğunluğundaki yükseliş, yüzme keyfimizi gölgede bırakmamalı. Ancak sağlığımızı korumak adına bazı önlemler almamız gerekiyor. Uzmanlar, güvenli bir yüzme deneyimi için şu önerilerde bulunuyor:

  • Özellikle dere ağızlarından uzak bölgelerde yüzmek daha güvenli.
  • Sabah saatlerinde, denizin daha sakin olduğu saat 10.00 ile 11.00'e kadar denize girilmesi öneriliyor.
  • Öğleden sonra denizde oluşan dalgalar suyun berraklığını azaltıyor. Dalgalar sonrası suyun temizlenmesi için en az 12 saat geçmesi gerekiyor.
  • Kıyıya yakın yerlerde değil, biraz daha açıkta yüzerek bakteriyel riski azaltmak mümkün.
  • Yüzme sonrası mutlaka duş alınmalı ve vücut temizlenmeli.

Unutmayalım ki, denizlerimizin sağlığı hepimizin sorumluluğunda. Çevreye duyarlı davranışlar sergileyerek, denizlerimizi temiz tutarak ve uzmanların uyarılarını dikkate alarak hem kendi sağlığımızı koruyabilir, hem de gelecek nesillere daha yaşanabilir bir dünya bırakabiliriz.

İlgili Haberler