Demokrasi ve Özgürlükler Adası'nda düzenlenen Uluslararası Aile Sempozyumu'nda, "Sosyokültürel Perspektiften Aile" oturumu büyük yankı uyandırdı. Prof. Dr. Orhan Koçak'ın başkanlığındaki oturumda, Bitlis Eren Üniversitesi Sosyoloji Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Adem Palabıyık'ın sunumu damga vurdu. Palabıyık, "Toplumsal Cinsiyet Karmaşasında Kültürel Terörün Sosyalleşmesi: Sosyo-Kültürel Terörizm Olarak LGBT Örneği" başlıklı konuşmasında çarpıcı tespitlerde bulundu.

Kültürel Terörizm ve LGBT İlişkisi

Prof. Dr. Adem Palabıyık, kültürel terörizmin toplumsal yapıyı bozma, dönüştürme, infial yaratma, kaos büyütme ve kültürel kimliği yok etme gibi amaçları olduğunu vurguladı. Palabıyık'a göre terör örgütleri, düzeni bozarak ve kaos yaratarak insanlara intikam alma motivasyonuyla "özgürlük" kavramını sunuyor. Bu bağlamda, LGBT hareketinin de kültürel terörizmin bir örneği olduğunu iddia etti.

Palabıyık, "Bugün LGBT terörünün intikam aldığı en önemli olgu da ailedir. Hatta LGBT'li bireylerle görüştüğümüzde -toplumsal düzene yeniden entegre olanları kastetmiyoruz- bireylerin intikam aldıkları iki tane temel olgu var. Anneleri ve babaları. 'Annemden ve babamdan intikam almak için ben bu yolu seçtim.' diyen çok kişi oldu." şeklinde konuştu. Bu ifadeler, sempozyumda büyük tartışmalara yol açtı.

Palabıyık, terör örgütlerinin temel metodolojisinin parçalanmış ailelerin bireylerini seçmesi olduğunu, kaosla besleyip yalnızlaştırdıktan sonra bir konfor alanı sunarak intikam duygusunu aşıladıklarını belirtti. Ayrıca, 12-19 yaş arasındaki çocukların ve gençlerin kültürel faaliyetler ve özgürlük vaatleriyle ayartıldığını söyledi. Palabıyık'a göre, LGBT hareketi de DEAŞ gibi sosyal medya üzerinden örgütlenerek sınıfsız bir özgürlük sunuyor.

Tek Ebeveynli Ailelerin Karşılaştığı Zorluklar

Sempozyumda Dr. Öğretim Üyesi Esin Tüccar de "Tek Ebeveynli Aileler ve Karşılaştıkları Sorunlar Üzerine Bir Değerlendirme: İstanbul Örneği" başlıklı bir sunum yaptı. Tüccar, tek ebeveynli ailelerde küçük çocuklarda okul adaptasyonu sorunu, kaygı bozukluğu, gerginlik, anksiyete, bağlanma sorunu ve akran zorbalığı gibi psikososyal sorunların yaşandığını aktardı. Ayrıca, ekonomik zorlukların ve evin iç işleyişiyle ilgili sıkıntıların da önemli sorunlar olduğunu vurguladı.

Tüccar, eşini kaybetmiş yaklaşık 400 kadınla yaptığı çalışmada, kadınların %95,4'ünün eş kaybından sonra evlenmediğini ve %84'ünün asgari ücret ve altıyla yaşadığını tespit etti. Tüccar, annelerin iyilik hali arttıkça çocukların okul başarısının da arttığını ve manevi olarak desteklenen annelerin sosyoekonomik destek almasa da daha iyi durumda olduğunu belirtti.

• Okul adaptasyonu sorunu
• Kaygı bozukluğu
• Akran zorbalığı
• Ekonomik zorluklar

Uluslararası Aile Sempozyumu, "21. Yüzyılda Aile Olmak" temasıyla aile yapısının karşı karşıya olduğu güncel sorunları tartışmaya açarak önemli bir platform oluşturdu. Sempozyumda ele alınan konular, aile politikalarının geliştirilmesi ve ailelere yönelik destek mekanizmalarının güçlendirilmesi açısından önemli katkılar sağlayacak.