İstanbul'da trafik sorunu her geçen gün daha da çekilmez hale gelirken, yetkililer çözüm arayışlarına hız verdi. Bu kapsamda, geçmişte denenmiş ancak unutulmaya yüz tutmuş bir uygulama olan "otobüs öncelikli yol" modeli yeniden gündeme geldi. Peki, bu model İstanbul trafiğine gerçekten bir çare olabilir mi?

İstanbul'un Trafik Karnesi Alarm Veriyor

2024 Küresel Trafik Karnesi raporuna göre İstanbul, dünyada trafikte en çok zaman kaybedilen şehirler arasında ilk sıralarda yer alıyor. İstanbullular, yılda ortalama 4.4 günü sadece trafikte bekleyerek geçiriyor. Bu durumun temel nedenlerinden biri ise tek kişilik araç kullanımının yaygınlığı. İstanbul'da trafiğe kayıtlı yaklaşık 5 milyon 561 bin araç bulunuyor ve bu araçlar, şehrin kısıtlı yüzölçümü üzerinde büyük bir yoğunluk yaratıyor.

İstanbul'da toplu taşıma kullanımının yaygınlaştırılması, trafik sorununa çözüm olabilecek önemli bir adım olarak görülüyor. Ancak mevcut metro ağı ve otobüs hatları, şehrin ihtiyaçlarını karşılamakta yetersiz kalıyor. Bu nedenle, toplu taşıma sisteminin daha hızlı ve verimli hale getirilmesi büyük önem taşıyor.

1979 Model Geri mi Dönüyor?

İşte tam bu noktada, "otobüs öncelikli yol" uygulaması devreye giriyor. 1979 yılında İstanbul'da uygulanan bu model, belirli güzergahlarda otobüslere öncelik tanıyarak toplu taşıma araçlarının daha hızlı hareket etmesini sağlamayı amaçlıyordu. Şimdi, bu uygulamanın yeniden hayata geçirilmesi planlanıyor. Kent genelinde toplam 120 kilometrelik bir otobüs öncelikli yol ağı oluşturulması hedeflenirken, pilot uygulamanın bu yıl içinde başlatılması bekleniyor.

Tercihli Yol Uygulaması Nasıl İşleyecek?

Peki, otobüs öncelikli yol uygulaması nasıl işleyecek? Bu konuda henüz detaylı bir açıklama yapılmamış olsa da, uygulamanın temel prensipleri şu şekilde olabilir:

• Belirli güzergahlarda otobüsler için özel şeritler oluşturulacak.
• Bu şeritler, diğer araçların kullanımına kapatılacak.
• Otobüslerin geçişini kolaylaştırmak için trafik ışıkları optimize edilecek.
• Uygulama, belirli saatlerde veya günün tamamında geçerli olabilecek.

Bu uygulamanın hayata geçirilmesiyle birlikte, otobüslerin seyahat sürelerinin kısalması ve toplu taşıma kullanımının artması bekleniyor. Ancak, uygulamanın diğer araç sürücüleri üzerindeki etkisi de dikkate alınmalı ve gerekli önlemler alınmalı. Örneğin, otobüs şeritlerinin oluşturulmasıyla birlikte diğer araçların kullanımına açık şeritlerin daralması, trafik sıkışıklığını daha da artırabilir.

Sonuç

İstanbul'un trafik sorununa çözüm bulmak için farklı alternatifler değerlendirilirken, "otobüs öncelikli yol" uygulaması da umut vadeden bir seçenek olarak öne çıkıyor. Ancak, bu uygulamanın başarılı olabilmesi için dikkatli bir planlama yapılması, gerekli altyapı çalışmalarının tamamlanması ve diğer araç sürücülerinin de mağdur olmaması gerekiyor. Eğer bu şartlar sağlanabilirse, İstanbul trafiği için "tercihli yol" gerçekten de bir çözüm olabilir.