Ayşe Barım Şoku: Tahliye Sevinci Kısa Sürdü! Yeniden Tutuklama Kararı
Magazin

Ayşe Barım Şoku: Tahliye Sevinci Kısa Sürdü! Yeniden Tutuklama Kararı


03 October 20255 dk okuma3 görüntülenmeSon güncelleme: 03 October 2025

Dün tahliye edilen Ayşe Barım için şok bir gelişme yaşandı. Savcılığın itirazı üzerine mahkeme, Barım'ın yeniden tutuklanmasına karar verdi. Bu karar, Barım'ın yakınları ve destekçileri arasında büyük bir üzüntüye neden oldu. Peki, bu ani değişikliğin ardında yatan sebepler neler?

Ayşe Barım'ın Dava Süreci

Ayşe Barım, Gezi Parkı eylemleriyle ilgili başlatılan soruşturma kapsamında 27 Ocak'ta tutuklanmıştı. 248 gün süren tutukluluğun ardından dün tahliye kararı çıkmıştı. Ancak savcılığın itirazı üzerine dosya yeniden değerlendirildi ve Barım hakkında yeniden tutuklama kararı verildi. Bu süreçte yaşananlar şöyle özetlenebilir:

  • 27 Ocak: Ayşe Barım tutuklandı.
  • Dün: Tahliye kararı çıktı.
  • Bugün: Yeniden tutuklama kararı verildi.

Barım'ın avukatları, karara itiraz edeceklerini ve hukuki mücadelelerini sürdüreceklerini belirtti.

Savcılığın İtirazı ve Mahkeme Kararı

İstanbul 26. Ağır Ceza Mahkemesi, savcılığın tahliye kararına yönelik başvurusunu reddetmiş ve dosyayı üst mahkeme olan 27. Ağır Ceza Mahkemesi’ne göndermişti. Dosyayı inceleyen 27. Ağır Ceza Mahkemesi ise itirazı haklı bularak Barım’ın yeniden tutuklanmasına karar verdi. Mahkemenin bu kararı, hukuk çevrelerinde farklı yorumlara neden oldu. Bazı hukukçular kararın yerinde olduğunu savunurken, bazıları ise tahliye kararının ardından bu kadar hızlı bir şekilde yeniden tutuklama kararı verilmesinin hukuki açıdan tartışmalı olduğunu ifade etti.

Olayın Ardından Yaşananlar

Ayşe Barım, yeniden tutuklama kararının ardından büyük bir şok yaşadı. Bu sabah evinde baygınlık geçiren Barım, hemen hastaneye kaldırıldı. Sağlık durumu hakkında henüz net bir açıklama yapılmadı. Barım'ın avukatları, müvekkillerinin sağlık durumunun ciddiyetini koruduğunu ve bu durumun mahkeme kararını etkilemesi gerektiğini vurguladı.

Bu olay, Türkiye'deki hukuk sistemine ve yargı süreçlerine ilişkin tartışmaları yeniden alevlendirdi. Birçok kişi, adaletin sağlanması ve hukukun üstünlüğünün korunması gerektiğini vurgularken, bazıları ise yargının bağımsızlığına gölge düşürüldüğünü iddia etti.