Pencere benzeri güneş panelleri, azalan maliyetlerle gittikçe daha çekici hale geliyor. Bu alandaki çalışmalar doğal olarak hızlandı. ABD Enerji Bakanlığı Ulusal Yenilenebilir Enerji Laboratuvarı (NREL) bilim adamları, ısıtıldığında renk değiştiren ve aynı zamanda elektrik üretmeye başlayan pencere çözümü ile bu alanda fark yaratmaya çalışıyor.
Evlerimizi aydınlatan şeffaf camlar ve yazın güneş ışığı alan odalarımız onu kavurur. Perde gibi çözümlerle kısmen önleyebileceğimiz bu sorun her zaman tercih sebebi değildir. NREL araştırmacıları, uzun yıllardır gözlük takanların daha yakından tanıdığı ve colormatic cam olarak bilinen fotokromik cam teknolojisi ile şeffaf veya yarı saydam güneş paneli teknolojisini harmanlayarak bu duruma çözüm oluyor. Yaşanan gelişmeler sayesinde elektronik forma dönüştürülmüş ve istenildiğinde aktif hale getirilerek, camların parlak ışıkta koyulaşmasını sağlar. Şeffaf veya yarı şeffaf güneş paneli teknolojisi, verimlilik artışı sayesinde artık pencere olarak kullanılabilmektedir. Bilim adamlarının termokromik fotovoltaik dedikleri bu teknolojide, yüzey sıcaklığı belirli bir seviyeye ulaşan cam renk değiştirerek eve daha az güneş ışığı girmesini sağlıyor ve iç mekanı daha serin tutuyor. Aynı zamanda güneşten gelen bu ışık elektrik üretmek için kullanılır. NREL ekibi tarafından geliştirilen pencere teknolojisinde, solvent buharlı iki cam arasına yerleştirilen ince bir perovskit tabakası kullanılıyor. Düşük nemli bir ortamda şeffaf kalan perovskit normal bir pencere görevi görürken, sıcaklık belirli değerlerin üzerine çıktığında solvent buharı perovskit kristallerinin kendilerini yeniden düzenlemesine izin verir. Önce zincir, sonra katman ve nihayet küp haline gelen kristaller. Sıcaklık değişikliğinden kaynaklanan bu durumda her şekil, pencerenin farklı renkler almasını sağlar. Bu şekilde ışık şiddeti oranında engellenebilir. Cam 35 ila 46 ° C sıcaklığa ulaştığında, sadece 7 saniyede daha açık sarıdan koyu kahverengiye geçiş sağlar. Bilim adamlarının geldiği şu anki aşama oldukça anlamlı çünkü ilk testlerde sadece bir renge geçmek için 65.5 ila 79.4 ° C sıcaklık ve üç dakikalık bir süre gerektiği belirtilmişti.
Mevcut haliyle, iç ortam sıcaklığını düşürerek klima kullanımını önemli ölçüde azaltacağı düşünülen teknoloji de olumlu katkı yapacaktır. NREL ekibi, gerçek hayattaki verileri görmek için geliştirilecek prototipin bir yıl kadar kısa bir sürede üretilebileceğine inanıyor. Araştırma sonuçları Nature Communications dergisinde yayınlandı.