Türk tiyatrosunun ve sinemasının önemli isimlerinden Ahmet Gülhan, 85 yaşında hayatını kaybetti. Usta sanatçının vefatı sevenlerini yasa boğarken, ölüm nedeni hakkında araştırmalar başladı. Gülhan, Haldun Taner öncülüğünde, Zeki Alasya ve Metin Akpınar ile birlikte 1967'de kurulan efsanevi Devekuşu Kabare'nin kurucularındandı. 1978'de ise Haldun Taner ile birlikte Tef Kabare'yi kurmuştu.

Ahmet Gülhan Kimdi?

1940 yılında İstanbul Kadıköy'de doğan Ahmet Gülhan, sinema oyuncusu Yalçın Gülhan'ın kardeşidir. Tophane Erkek Sanat Enstitüsü motor bölümünden mezun olduktan sonra Akşam Teknik Okulu makine bölümünü bitirdi. Lise yıllarında futbol ve atletizmle ilgilenen Gülhan, atletizme Fenerbahçe Spor Kulübü'nde başladı ve ilk senesinde İstanbul şampiyonu oldu.

Gülhan'ın tiyatroya başlaması ise tamamen tesadüf eseri oldu. Milli Türk Talebe Birliği'nde 1960'ta İstanbul İcra Konseyi Başkanlığı yaptığı dönemde, Birlik Tiyatrosu'nda bir arkadaşının rahatsızlanması üzerine "Duvarların Ötesi" isimli oyunda sahneye çıktı. Bu oyunun ardından Cahide Sonku'nun davetiyle Cahitler Tiyatrosu'nda profesyonel tiyatro hayatına adım attı.

Ahmet Gülhan Neden Vefat Etti?

İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) Şehir Tiyatroları, Ahmet Gülhan'ın vefatını sosyal medya hesapları üzerinden duyurdu. Yapılan açıklamada, "Tiyatro ve sinemamızın değerli ismi Ahmet Gülhan'ı kaybettik. Tiyatro sahnesinde başlayan yolculuğu boyunca sayısız karaktere can verdi. Sesiyle, duruşuyla ve zarafetiyle seyircilerin gönlünde yer etti. Kendisine rahmet, sevenlerine ve tüm sanat camiasına başsağlığı diliyoruz." ifadelerine yer verildi. Sanatçının ölüm nedeni hakkında henüz resmi bir açıklama yapılmadı.

Ahmet Gülhan, Devekuşu Kabare ve Tef Kabare gibi önemli oluşumlarda yer alarak Türk tiyatrosuna unutulmaz eserler kazandırmış, sinemada da birçok başarılı projede rol almıştır. Özellikle "Mesela Muzaffer" ve "Şüpheli Şemsettin" gibi karakterlerle hafızalara kazınan Gülhan, kendine özgü tarzı ve yorumuyla Türk halkının sevgisini kazanmıştır. Vefatı, Türk tiyatrosu ve sineması için büyük bir kayıp olarak değerlendiriliyor.