Zeytinlikler Alarm Veriyor: İzmir'de Büyük Eylem!
Gündem

Zeytinlikler Alarm Veriyor: İzmir'de Büyük Eylem!


23 June 20255 dk okuma15 görüntülenmeSon güncelleme: 25 June 2025

İzmir Emek ve Demokrasi Güçleri, zeytinlik alanların madenciliğe açılmasına yönelik yasa teklifine karşı sert bir tepki gösterdi. "Zeytinime Dokunma" sloganıyla düzenlenen eylemde, yasa teklifinin doğaya, tarıma ve yerel yönetimlere yönelik büyük bir tehdit oluşturduğu vurgulandı. İzmir'de yükselen bu ses, zeytinliklerin korunması için verilen mücadelenin ne kadar önemli olduğunu bir kez daha gözler önüne serdi.

Zeytinlikler İçin Alarm Zilleri Çalıyor

İzmir Emek ve Demokrasi Güçleri, kamuoyunda "Zeytinlik Talan Yasası" olarak bilinen ve enerji arzı ile madencilik faaliyetlerine ilişkin düzenlemeler içeren yasa teklifine karşı harekete geçti. Türkan Saylan Kültür Merkezi önünde toplanan kalabalık, "Zeytinime Dokunma" sloganları eşliğinde basın açıklaması yaptı. Eylemciler, yasa teklifinin zeytinlik alanları geri dönülmez bir şekilde tahrip edeceğini ve hem doğaya hem de tarıma büyük zararlar vereceğini dile getirdi.

Basın açıklamasında, zeytin ağaçlarının kültürel ve ekonomik önemine dikkat çekilerek, yasa teklifinin derhal geri çekilmesi çağrısında bulunuldu. İzmir Tabip Odası Genel Sekreteri Dr. Nuri Seha Yüksel, yasa teklifinin sadece hukuki bir düzenleme olmadığını, aynı zamanda bir "talan planı" olduğunu vurguladı. Yüksel, teklifin zeytinlikler, ormanlar ve meralar gibi doğal alanları sermayeye açarak geri dönülmez ekolojik tahribatlara yol açacağını belirtti.

Dr. Yüksel, konuşmasında şunları kaydetti:

"13 Haziran 2025 tarihinde TBMM’ye sunulan yasa teklifi, sadece hukuki bir düzenleme değil; doğrudan doğruya bir talan planıdır. Bu teklif, ülkenin yer altı ve yer üstü varlıklarını birkaç şirkete teslim eden, halkı, yerel yönetimleri ve doğayı yok sayan, sermayeye sınırsız imtiyazlar tanıyan bir yağma rejiminin yasal kılıfıdır."

"Kamu Kaynakları Şirketlerin Kârı İçin Pazarlık Konusu"

Dr. Yüksel, yasa teklifiyle birlikte madenlerin artık halkın değil, Cumhurbaşkanlığına bağlı atanmış bir kurulun kararlarıyla yönetileceğini ifade etti. TBMM'nin denetim yetkisinin fiilen ortadan kaldırıldığını, yargı denetiminin etkisizleştirildiğini ve tüm izin süreçlerinin tek merkezli bir sisteme devredildiğini söyledi. Yüksel, sözlerine şöyle devam etti:

  • Zeytinlikler, meralar, ormanlar şirketlere açılmakta; tarım, hayvancılık ve doğa yok sayılmaktadır.
  • Stratejik madenler ve nadir toprak elementleri özel şirketler aracılığıyla yabancı sermayeye devredilebilecektir.
  • Belediyelerin planlama ve ruhsat yetkileri gasp edilmiş, yerel halkın söz hakkı yok edilmiştir.

Yüksel, bu yasanın geçmesi halinde ormanların kesileceğini, suların kuruyacağını, köylünün yerinden edileceğini, zeytinliklerin dozerlerle yok edileceğini ve ülkenin değerli madenlerinin sermayeye peşkeş çekileceğini savundu. Bu durumun bir kaynak yönetimi değil, bir yağma ekonomisi olduğunu, bir enerji politikası değil, bir sömürü düzeni olduğunu belirtti.

İzmir Emek ve Demokrasi Güçleri, tüm yurttaşları, meslek örgütlerini, çevre hareketlerini ve yerel yönetimleri bu talan yasasına karşı durmaya çağırdı. Doğaya, suya ve toprağa sahip çıkmak için susmayacaklarını ve talanı durduracaklarını vurguladılar. "Toprak biziz, maden biziz, gelecek biziz" sloganıyla kararlılıklarını dile getirdiler.

Zeytinliklerin Geleceği Tehlikede mi?

İzmir'de gerçekleşen bu eylem, zeytinliklerin korunması için verilen mücadelenin sadece bir başlangıcı olabilir. Yasa teklifinin yasalaşması halinde, Türkiye'nin dört bir yanındaki zeytinlikler benzer tehditlerle karşı karşıya kalabilir. Bu durum, zeytincilik sektörünü ve bu sektörden geçimini sağlayan binlerce aileyi olumsuz etkileyebilir. Aynı zamanda, doğal yaşamın ve biyoçeşitliliğin de zarar görmesi kaçınılmaz olabilir. İzmir Emek ve Demokrasi Güçleri'nin çağrısına kulak vererek, zeytinliklerimizi korumak ve gelecek nesillere aktarmak için hep birlikte harekete geçmeliyiz.