ABD ve İsrail istihbaratının ortak raporu, eski Başkan Donald Trump'ın iddialarını boşa çıkarıyor. 13 Haziran'da başlayan gerilimde, ABD'nin İran'a yönelik saldırılarının nükleer tesisleri tamamen yok etmediği ortaya çıktı. Trump, operasyonların İran'ın nükleer altyapısını tamamen çökerttiğini iddia etmişti, ancak raporlar durumun farklı olduğunu gösteriyor.

Nükleer Program Ne Durumda?

ABD istihbaratının ön değerlendirmesine göre, saldırılar İran'ın nükleer programının temel unsurlarını imha etmedi. Programın sadece birkaç ay gerilemesine neden oldu. Beyaz Saray Sözcüsü Karoline Leavitt, bu değerlendirmeyi reddetse de, İsrail istihbaratı da benzer bir sonuca ulaştı. İsrail istihbaratına göre, saldırılar programı "birkaç yıl" geriletti, ancak tamamen imha etmedi.

İsrailli bir yetkili, saldırıların yine de yararlı olduğunu ve müzakerelerle elde edilemeyecek sonuçlar sağladığını belirtti. İsrail basını, saldırıların İran'ın uranyum zenginleştirmeye yeniden teşebbüs etmesini engelleme açısından caydırıcı olacağını değerlendiriyor.

ABD ordusu, 22 Haziran'da B-2 Spirit bombardıman uçakları ile İran'ın Fordow, Natanz ve İsfahan nükleer tesislerine saldırı düzenlemişti.

• Fordow Nükleer Tesisi
• Natanz Nükleer Tesisi
• İsfahan Nükleer Tesisi

Nükleer Enerji ve Uluslararası İlişkiler

Nükleer enerji, günümüzde hem enerji üretimi hem de uluslararası ilişkiler açısından büyük önem taşıyor. Bir ülkenin nükleer enerjiye sahip olması, enerji bağımsızlığını artırmasının yanı sıra, bölgesel ve küresel güç dengelerinde de söz sahibi olmasını sağlayabiliyor. Ancak, nükleer teknolojinin kötüye kullanılması potansiyeli, uluslararası toplumun bu konuya büyük bir hassasiyetle yaklaşmasına neden oluyor.

İran'ın nükleer programı da bu hassasiyetin en önemli örneklerinden biri. Uzun yıllardır devam eden müzakereler ve uluslararası denetimler, İran'ın nükleer programının barışçıl amaçlarla sınırlı kalmasını sağlamayı hedefliyor. Ancak, zaman zaman ortaya çıkan gerilimler ve karşılıklı suçlamalar, bu sürecin ne kadar kırılgan olduğunu gösteriyor.

Saldırıların Etkisi Ne Olacak?

ABD ve İsrail istihbaratının raporları, İran'ın nükleer programının tamamen durdurulmadığını gösteriyor. Bu durum, bölgedeki gerilimi tırmandırabilir ve yeni müzakerelerin önünü açabilir. Saldırıların ardından, İran'ın nükleer faaliyetlerine nasıl devam edeceği ve uluslararası toplumun bu duruma nasıl tepki vereceği merak konusu.

Önümüzdeki dönemde, İran'ın nükleer programıyla ilgili gelişmeler, bölgedeki siyasi ve güvenlik dengelerini derinden etkileyecek gibi görünüyor. Bu gelişmelerin yakından takip edilmesi ve diplomatik çözümlerin aranması büyük önem taşıyor.