Dezenformasyon Yasası: Yerel Basında Otosansür Tehlikesi!
Gündem

Dezenformasyon Yasası: Yerel Basında Otosansür Tehlikesi!


26 October 20255 dk okuma22 görüntülenmeSon güncelleme: 04 November 2025

Türkiye Gazeteciler Konfederasyonu (TGK),Bolu’da gerçekleştirdiği 29. Başkanlar Kurulu Toplantısı’nda önemli açıklamalarda bulundu. Toplantıda, Basın İlan Kurumu’nun (BİK) politikaları sert bir dille eleştirilirken, kurumun ceza verici değil, teşvik edici olması gerektiği vurgulandı. Ayrıca, dezenformasyon yasasının yerel basında otosansürü artırma riski üzerinde duruldu. İşte detaylar...

BİK'e Sert Eleştiri: Yerel Basın Kapanma Eşiğinde Mi?

TGK, BİK’in son iki yıldaki uygulamalarının yerel basını kapanma eşiğine getirdiğini ve bu uygulamaların bir "baskı yöntemi" haline geldiğini belirtti. 86 cemiyet ve 9 federasyonu bünyesinde barındıran TGK’nın toplantısında, medya sektörünün ekonomik sorunları, meslek yasası eksikliği ve basın özgürlüğü gibi temel meseleler masaya yatırıldı. Toplantıya, Manisa Gazeteciler Cemiyeti Başkanı Önder Aydın ve yönetim kurulu üyeleri de katılım gösterdi.

TGK 29. Başkanlar Kurulu Sonuç Bildirgesi’nde, yerel gazeteler için hayati bir gelir kaynağı olan resmi ilanların, BİK’in uygulamaları sonucu bir baskı aracına dönüştüğü ifade edildi: “Resmi ilan kesme cezaları, ilan hakkının iptali ve gazeteleri birleştirme yönündeki baskılar, hem ekonomik sürdürülebilirliği hem de yerel düzeydeki çok-sesliliği olumsuz etkiledi. BİK uygulamaları basın özgürlüğü, çoğulculuk ve yerel demokrasiyi tehdit eder hale geldi.”

Bildirgede, ilanların azalması, internet haber sitelerine ilişkin kriterler ve ekonomik sorunlar göz önüne alınarak BİK’in baskıcı uygulamaları bırakıp yerel basını destekleyici adımlar atması talep edildi.

Medyanın Üç Temel Sorunu ve Çözüm Önerileri

TGK, medya sektöründeki üç temel sorunu ve bu sorunlara yönelik çözüm önerilerini kamuoyu ile paylaştı:

  • Meslek Yasası Eksikliği: Mesleği kimlerin yapabileceğini düzenleyen bir 'Gazetecilik Meslek Yasası'na acil ihtiyaç olduğu belirtildi. Bu yasanın, mesleki standartları yükseltmesi ancak ifade özgürlüğünü kısıtlamaması gerektiği vurgulandı.
  • Basın Özgürlüğü ve Dezenformasyon: Türk Ceza Kanunu ve Terörle Mücadele Yasası’nda yer alan kısıtlayıcı maddelerin evrensel hukuk normlarına uygun hale getirilmesi talep edildi.
  • Dezenformasyon Yasası: Yasanın, "halkı yanıltıcı bilgiyi yayma" gibi muğlak ifadelerle otosansürü artırma riski taşıdığı belirtilerek, yeniden değerlendirilmesi ve gazetecilerin haber kaynaklarını koruma hakkının güvence altına alınması gerektiği ifade edildi.

Türkiye'de dezenformasyon yasası, son dönemde sıkça tartışılan ve eleştirilen bir konu haline gelmiştir. Yasa, özellikle sosyal medya ve internet haber sitelerinde yayılan yanlış veya yanıltıcı bilgilerin önüne geçmeyi amaçlamaktadır. Ancak, eleştirmenler bu yasanın ifade özgürlüğünü kısıtladığını ve gazetecilerin haber yapma özgürlüğünü tehlikeye attığını savunmaktadırlar. Bu bağlamda, TGK'nın dezenformasyon yasasına yönelik eleştirileri, yasanın yeniden değerlendirilmesi ve gazetecilerin haklarının korunması gerektiği yönündeki çağrıları büyük önem taşımaktadır.

Genel olarak, dezenformasyon yasaları dünya genelinde farklı şekillerde uygulanmaktadır. Bazı ülkeler, bu tür yasaları kamu düzenini korumak ve yanlış bilgilerin yayılmasını engellemek amacıyla kullanırken, diğerleri ise ifade özgürlüğüne getirilen kısıtlamalar nedeniyle eleştirmektedir. Türkiye'deki dezenformasyon yasasının da benzer tartışmalara yol açması, konunun ne kadar hassas ve karmaşık olduğunu göstermektedir. Bu nedenle, yasanın uygulanması ve yorumlanması sürecinde, ifade özgürlüğünün korunması ve gazetecilerin haber yapma özgürlüğünün güvence altına alınması büyük önem taşımaktadır.

Sonuç olarak, TGK'nın Bolu'daki toplantısında ortaya koyduğu eleştiriler ve çözüm önerileri, Türk medyasının karşı karşıya olduğu sorunlara dikkat çekmekte ve bu sorunların çözümü için atılması gereken adımları işaret etmektedir. Özellikle BİK'in politikalarının yerel basın üzerindeki olumsuz etkileri ve dezenformasyon yasasının otosansür riskini artırması, üzerinde dikkatle durulması gereken konulardır. Medya özgürlüğünün ve çoğulculuğun korunması, demokratik bir toplumun vazgeçilmez unsurlarından biridir ve bu nedenle bu tür tartışmaların ve eleştirilerin yapılması büyük önem taşımaktadır.