Türkiye'nin içinde bulunduğu durum tartışılmaya devam ediyor. Ülkenin yönetilip yönetilmediği, ekonomik sorunlar, adaletsizlik ve diğer pek çok konu gündemde. Birçok vatandaş, ülkenin yangın yerine döndüğünü ve feryatların arşa yükseldiğini düşünüyor. Peki, Türkiye gerçekten savruluyor mu? İşte bu sorunun cevabını ararken, ülkenin karşı karşıya olduğu bazı gerçekleri masaya yatırmak gerekiyor.
Ekonomik Kriz ve İşsizlik
Son yıllarda Türkiye ekonomisi ciddi bir krizle karşı karşıya. Kapanan şirket sayısı 250 bini aşmış durumda. Tekstil sektöründe bile birçok fabrika Mısır'a taşınmış. Tarımda kendine yetebilen bir ülke iken, bugün arpayı, buğdayı, eti, samanı, soğanı dışarıdan ithal ediyoruz. Hayvancılık neredeyse bitme noktasına gelmiş. Küçük esnaf, elektrik, doğalgaz, su ve vergi artışlarını ödeyemez durumda. Hayat pahalılığı milleti canından bezdirmiş. Orta direk ortadan kalkmış, fakirlik karabasan gibi çökmüş milletin üstüne. Enflasyonun önü alınamayan bir canavar haline gelmiş. İşsizlik ise had safhada.
Bu ekonomik sorunların temelinde, aç gözlülük, yalan, talan ve israfın yattığı düşünülüyor. Alınan yanlış, kifayetsiz ve taraflı kararların sonuçları olarak değerlendiriliyor. Vatandaştan kaşıkla alınanların kepçe ile zengine aktarılması politikası eleştiriliyor.
Adalet ve Liyakat Sorunu
Türkiye'de adalete olan güven de ciddi şekilde azalmış durumda. Eğitim, tarikatların emrine girmiş, adaletin A'sı dahi tartışılır hale gelmiş. Adaletsizlik ve denetimsizlik, ülke yönetiminde büyük sorunlara yol açıyor. Liyakat yerine adam kayırma ilkesizliği tavan yapmış durumda. Vatandaşların ayrıştırılması, hor görülmesi ve ötekileştirilmesi yaygınlaşmış. İftira, çamur atma, komplo, şantaj ve kumpas gibi olaylar sıradan hale gelmiş.
Adaletin olmadığı bir ülkede huzur ve güvenin sağlanması mümkün değildir. Liyakatın esas alınmadığı bir yönetimde ise başarı beklenemez.
Çevre Sorunları ve Yanlış Politikalar
Türkiye'nin ormanları da büyük bir tehdit altında. Ormanların %60'ına maden arama ruhsatı verilmiş durumda. Örneğin, %68'i orman olan Muğla ilinin %65'ine maden arama ruhsatı verilmesi tepkilere yol açıyor. Erzincan İliç'te yaşanan çevre felaketi ise hafızalardan silinmiyor.
- Ormanların yok edilmesi, doğal dengenin bozulmasına ve iklim değişikliğinin hızlanmasına neden oluyor.
- Maden arama faaliyetleri, su kaynaklarını kirletiyor ve tarım alanlarını yok ediyor.
- Yanlış politikalar, Türkiye'nin geleceğini tehlikeye atıyor.
Türkiye'nin karşı karşıya olduğu bu sorunlar, ülkenin yönetilip yönetilmediği sorusunu daha da önemli hale getiriyor. Eğer ülke doğru yönetilmiyorsa, geleceğimiz için endişelenmekte haklıyız demektir.
Sonuç olarak, Türkiye'nin içinde bulunduğu durumun vahameti ortada. Ekonomik kriz, adaletsizlik, çevre sorunları ve yanlış politikalar, ülkenin geleceğini tehdit ediyor. Bu sorunların çözümü için acil ve etkili adımlar atılması gerekiyor. Aksi takdirde, Türkiye'nin savrulmaya devam etmesi kaçınılmaz olacaktır.