Türkiye'nin gündeminde olan İklim Kanunu tartışmaları devam ederken, kanun teklifinin ilk dört maddesi ilgili komisyonda kabul edildi. Bu durum, beraberinde çeşitli eleştirileri de getirdi. Marmara Üniversitesi Fen-Edebiyat Fakültesi Tarih Bölümü Profesörü Ahmet Şimşirgil, İklim Kanunu'nun tabiata ve hayata bir tecavüz olduğunu savunarak, dikkat çekici açıklamalarda bulundu. Peki, Türkiye bu kanunu neden bu kadar ciddiye alıyor?
TBMM'de Kabul Edilen İlk Dört Madde Neler İçeriyor?
TBMM Genel Kurulu'nda kabul edilen ilk dört madde, yeşil büyüme vizyonu ve net sıfır emisyon hedefi doğrultusunda iklim değişikliğiyle mücadeleyi amaçlıyor. Bu maddeler, sera gazı emisyonlarının azaltılması, iklim değişikliğine uyum faaliyetleri, planlama ve uygulama araçları, gelirler, izin ve denetim ile bunlara ilişkin yasal ve kurumsal çerçevenin usul ve esaslarını kapsıyor. Teklifte ayrıca, "Adil geçiş", "Birincil piyasa", "Denkleştirme", "Emisyon Ticaret Sistemi (ETS)" gibi tanımlar da yer alıyor.
- Yeşil büyüme vizyonu
- Net sıfır emisyon hedefi
- Sera gazı emisyonlarının azaltılması
- İklim değişikliğine uyum faaliyetleri
Profesör Şimşirgil'den Dikkat Çeken Eleştiriler
Profesör Ahmet Şimşirgil, İklim Kanunu'nun İstanbul Sözleşmesi gibi herkesin feryat etmeye başlayacağı bir felaket projesi olduğunu iddia ediyor. Şimşirgil, sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımda şu ifadelere yer verdi: "ABD, iklim sözleşmelerini Ocak ayında çöpe attı, Rusya ve Çin'in umurunda değil. İklim sözleşmesini önemsemeyen AB ülkeleri bu cendereden nasıl çıkacaklarını tartışıyorlar. Karbon emisyonları global anlamda ciddiye alınmayacak kadar küçük olan Türkiye neden bu kanunu böyle ciddiye alıyor? Şimdi iyi düşünelim de, ileride 'yanlış yapmışız' diye dertlenmeyelim."
Şimşirgil ayrıca, "Akıllılar, tehlike gelirken bağırırlar!" diyerek, kanunun potansiyel olumsuz sonuçlarına dikkat çekiyor. Profesörün bu eleştirileri, kamuoyunda geniş yankı uyandırdı.
İklim Kanunu Cezaları Ne Kadar Olacak?
Anadolu Ajansı'nda yer alan bilgilere göre, İklim Değişikliği Başkanlığı tarafından Emisyon Ticaret Sistemi kurulacak. Doğrudan sera gazı emisyonlarına neden olan faaliyetleri yürüten işletmelerin, İklim Değişikliği Başkanlığı'ndan sera gazı emisyon izni alması zorunlu olacak. Cezalar ise şu şekilde belirlenmiş durumda:
- Doğrulanmış sera gazı emisyonu raporunu süresi içerisinde sunmayanlar: 500 bin TL - 5 milyon TL
- Ozon tabakasını incelten maddeleri kullananlar, ithal edenler, ticaretini yapanlar: 2,5 milyon TL
- Doğrulanmış yıllık sera gazı emisyon raporu bulunmayan işletmeler: 1 milyon TL - 10 milyon TL
Bu cezalar, kanunun ne kadar ciddiye alındığının bir göstergesi olarak değerlendirilebilir.
İklim Kanunu'nun kabulü ve beraberinde getirdiği tartışmalar, Türkiye'nin iklim değişikliğiyle mücadele konusundaki kararlılığını gösteriyor. Ancak, Profesör Şimşirgil gibi isimlerin eleştirileri, kanunun potansiyel riskleri ve dikkat edilmesi gereken noktalar hakkında önemli bir farkındalık yaratıyor. Kanunun uygulanması sürecinde, tüm bu eleştirilerin dikkate alınması ve sürdürülebilir bir yaklaşım benimsenmesi büyük önem taşıyor.