
Trump'tan Medet: İslam Dünyası Gazze'de Ne Bekliyor? Şok!
İslam dünyasının Gazze konusunda ABD eski Başkanı Donald Trump'tan medet umması, yazar Ali Dutal'ın dikkatini çekiyor. Dutal, bu durumun kendisini derinden üzdüğünü ve utandırdığını belirtiyor. Peki, İslam dünyası neden kendi iç dinamikleriyle değil de dış güçlerden çözüm bekliyor? İşte bu sorunun cevapları ve Gazze'deki son durum.
İslam Dünyasının Çaresizliği: Trump'tan Beklenti
Ali Dutal, köşe yazısında İslam dünyasının Gazze konusunda Trump'a umut bağlamasının acınası bir durum olduğunu ifade ediyor. Gazze'nin umudunun, İsrail'e en büyük desteği veren ABD Başkanı'nın vicdanına kalmış olmasının düşündürücü olduğunu vurguluyor. Dutal, İslam dünyası liderlerinin Trump'a "Gazze yerle bir olup yüz bine yakın insan katledilirken neredeydin?" sorusunu soramadıklarını belirtiyor. Bu durum, İslam dünyasının kendi içindeki zaaflarını ve güçsüzlüğünü gözler önüne seriyor.
Dutal'a göre, ABD'ye kim başkan olursa olsun, kişisel farklılıklar olsa da genel politikaları değişmiyor ve İsrail'e her türlü desteği veriyorlar. Bu nedenle, Trump veya diğer ABD başkanlarının kim olduğu sorusuna cevap aramak yerine, İslam dünyasının kendisine "biz ne kadar güçlüyüz" sorusunu sorması gerekiyor. Çünkü, bir Trump gider binlercesi gelir ve bunların politikaları değişmez.
Geçmişte Barack Obama'nın ABD başkanı olmasıyla Müslümanların sevinç yaşadığını hatırlatan Dutal, Obama döneminde Müslümanların en büyük zararı gördüğünü belirtiyor. Bu nedenle, Müslümanların ABD başkanlarından medet ummaması gerektiğini vurguluyor.
Mesele Trump Değil, İslam Dünyasının Durumu
Dutal, asıl meselenin Müslüman ülkelerin kendi zaafları ve güçsüzlükleriyle yüzleşmesi olduğunu ifade ediyor. Bugün adalet değil, menfaat temelli bir dünyada yaşandığını ve Trump gibi liderlerin insan haklarından çok çıkar dengeleriyle hareket ettiğini belirtiyor. Bu yüzden Gazze'de yüz bine yakın masum insan ölürken, milyonlarcası evinden barkından olurken "insanlık nerede?" diye feryat etmenin güçsüzlüğün göstergesi olduğunu vurguluyor.
Ekonomisi ve savunması dışa bağlı olan ülkelerin diplomaside de birlikte hareket edemeyeceğini belirten Dutal, tek tek ülkelerin "adalet" ve "barış" çağrılarının Trump gibilerin insafına kaldığını ifade ediyor. Müslüman ülkeler birleşip ortak bir duruş sergileyemediği için Trump gibi isimlerin bu dağınıklığı politik kazanca çevirdiğini belirtiyor. Yani, mesele Trump'ın ne dediği değil; Müslüman dünyanın ne diyemediğidir!
Dutal, İslam dünyasında 60'a yakın ülke olmasına rağmen, birinin acısının diğerinin gündeminde yeterli derecede yer bulamadığını, ortak bir ekonomi, ortak bir medya dili, ortak bir diplomasi olmadığını veya olsa bile çok zayıf ve etkisiz olduğunu ifade ediyor. Bu parçalanmışlığın, Trump gibi liderlerin elini kolaylaştırdığını, birini baskı altına alıp diğerini ödüllendirerek sessizliği sağladığını belirtiyor. Gazze bunun en somut örneğidir.
Çözüm: Birlik ve Güçlenme
Müslüman ülkeler tek yürek olup "yeter artık" diyemedikçe, zulümlerin devam edeceğini vurgulayan Dutal, özellikle petrol zengini birçok Müslüman ülkenin para gücüne sahip olmasına rağmen diplomatik birliktelik sağlayamadığı veya sağlamak istemedikleri için bu gücü kullanamadıklarını belirtiyor. Bugün, İslam dünyası sadece elindeki para gücünü kullanabilseydi; Gazze bombalanırken dünya sessiz kalamaz, masum insanlar ve çocukların gözyaşlarını kimse görmezden gelemezdi.
Dutal'a göre sorun dışarıda değil; kendi içimizdeki dağınıklıkta, korkuda ve menfaattedir. Dolayısıyla "Trump kimdir?" sorusu elbette önemli ama asıl mesele; "biz kim olduk, ne kadar güçlüyüz, birlik içinde miyiz?" sorularını sormaktır.
Son olarak, Dutal, gerçekçi olmak gerekirse gayri Müslim dünyanın ulaştığı silah gücüne İslam dünyasının ulaşmasının çok zor göründüğünü; ancak, "güç" sadece silaha ve askeri güce sahip olmakla olmadığını belirtiyor. Ekonomi, teknoloji, insanları birbirine bağlayan inanç ve değerlerin de bir güç olduğunu vurguluyor. Bir ülke kendi teknolojisini üretemiyor, kendi ekonomisini kontrol edemiyor, değerlerine sahip çıkamıyorsa kendi iradesiyle karar almasının çok zor olduğunu ifade ediyor. Bundan dolayı değil mi ki; Trump gibilerini güçlü kılan şey. Müslüman ülkeler kendi içlerinde üretim, eğitim, kültür ve medya alanlarında birleşemedikçe, dış politikada hep etkisiz kalacak, sadece kınamakla yetineceklerdir.
Müslümanlar; bilgi ve üretimde güçlenmedikçe; iman, salih amel ve ihlas bütünlüğü içinde kendilerini değiştirmedikçe Allah(cc) onları güçlü kılmaz.
Sonuç olarak, İslam dünyasının Gazze sorununa çözüm bulabilmesi için öncelikle kendi içindeki birlik ve beraberliği sağlaması, ekonomik ve teknolojik bağımsızlığını kazanması ve kendi değerlerine sahip çıkması gerekmektedir. Aksi takdirde, dış güçlerden medet ummak sadece geçici çözümler sunacak ve İslam dünyasının sorunları devam edecektir.










