ABD Senatosu, Venezuela'ya yönelik olası bir askeri müdahaleyi sınırlandırmayı amaçlayan bir tasarıyı reddederek, eski Başkan Donald Trump döneminde başlayan tartışmalara yeni bir boyut kazandırdı. 49'a karşı 51 oyla reddedilen tasarı, Venezuela'ya doğrudan bir saldırının Kongre'nin onayı olmadan gerçekleştirilmesini engellemeyi hedefliyordu. Bu karar, hem ülke içinde hem de uluslararası arenada geniş yankı uyandırdı.

Senatörlerin Tartışmalı Açıklamaları

Oylama sırasında senatörler arasında sert tartışmalar yaşandı. Demokrat Senatör Tim Kaine, "Mesele gemilere saldırı mı? Hayır. Mesele, Başkan'ın egemen bir ulusa karadan saldırı olasılığını tartışması," diyerek tasarının önemine vurgu yaptı. Cumhuriyetçi Senatör Lindsey Graham ise, Venezuela Devlet Başkanı Nicolas Maduro'nun yönetiminin "varoluşsal bir tehdit" oluşturduğunu ve Başkan Trump'ın bu tehdidi durdurmak için her türlü güce sahip olması gerektiğini savundu. Bu farklı görüşler, ABD'nin Venezuela politikası konusundaki derin ayrılıkları gözler önüne serdi.

Bölgesel Operasyonlar ve Kongre Bilgilendirmesi

Oylamanın yapıldığı dönemde, ABD ordusunun Karayipler ve Latin Amerika açıklarında uyuşturucu kaçakçılığı yaptığı iddia edilen teknelere yönelik operasyonlar yürüttüğü biliniyordu. Dönemin Dışişleri Bakanı Marco Rubio ve Savunma Bakanı Pete Hegseth, 6 Kasım 2025'te Kongre liderlerini bu operasyonlar hakkında bilgilendirdi. Toplantı sonrası Cumhuriyetçi üyeler sessiz kalırken, Demokratlar operasyonların yasal dayanakları ve yürütülme biçimi hakkında daha fazla bilgi talep etti. Bu durum, yönetimin şeffaflığı konusundaki tartışmaları alevlendirdi.

Trump yönetiminin son dönemde Güney Amerika açıklarında yürüttüğü operasyonlarda, en az 16 saldırıda 66 kişinin öldüğü belirtiliyor. Bu durum, ABD'nin bölgedeki askeri varlığına yönelik eleştirileri artırdı. Venezuela yönetiminin yanı sıra uluslararası kamuoyu da, ABD'nin bazı tekneleri "uyuşturucu kaçakçılığı" gerekçesiyle hedef almasını uluslararası hukuka aykırı buldu. Bu eleştiriler, ABD'nin bölgedeki imajını zedeledi.

ABD Başkanı Trump, daha önce imzaladığı bir kararnameyle Latin Amerika kökenli uyuşturucu kartelleriyle yerinde mücadele gerekçesiyle ordunun daha fazla ve etkin kullanılmasını emretmişti. Bu kapsamda ABD, Venezuela açıklarına denizaltı ve savaş gemilerinden oluşan bir deniz gücü göndermiş, Savunma Bakanı Hegseth ordunun Venezuela'da rejim değişikliği dahil operasyonlara hazır olduğunu belirtmişti. Venezuela Devlet Başkanı Nicolas Maduro ise, 4,5 milyon milis gücünü seferber ettiğini ve herhangi bir saldırıyı püskürtmeye hazır olduğunu açıklamıştı. Bu gelişmeler, bölgedeki gerilimi tırmandırmıştı.

Bu kararın ardından, ABD'nin Venezuela politikası ve bölgedeki askeri varlığı konusundaki tartışmaların daha da alevlenmesi bekleniyor. Venezuela'daki siyasi ve ekonomik istikrarsızlık, bölgedeki diğer ülkeler için de bir tehdit oluşturmaya devam ediyor. ABD'nin bu konudaki tutumu, bölgedeki gelecekteki gelişmeleri derinden etkileyecek gibi görünüyor.