Mersin'in Silifke ilçesinde yaşanan olay, Türkiye'nin tarihi mirasına yönelik büyük bir tehdidi gözler önüne serdi. İddialara göre, 3. Derece Arkeolojik Sit Alanı'nda bina inşaatı yapan bir müteahhit, Kültür Varlıkları Koruma Bölge Kurulu'nun kararlarına uymayarak Roma, Bizans ve Osmanlı dönemlerine ait eserleri tahrip etti. Bu vandallık, bir hurdacının molozlar arasında bulduğu eserleri müzeye götürmesiyle ortaya çıktı.

Silifke'deki Tarihi Katliam Nasıl Yaşandı?

Olay, Silifke'nin Mukaddem Mahallesi'nde bulunan arkeolojik sit alanında meydana geldi. Müze uzmanlarının gözetiminde yapılması gereken bina inşaatı sırasında, müteahhit Mustafa Gönen'in "gizlice" kazı yaptığı ve çıkan tarihi eserleri hafriyat alanına döktüğü iddia ediliyor. Bu durum, bölgede büyük bir infiale yol açtı. Konuyla ilgili soruşturma başlatıldı.

Hürriyet'in haberine göre, müteahhitin bu eylemi, Kültür Varlıkları Koruma Bölge Kurulu'nun kararlarını hiçe sayarak gerçekleştirdiği belirtiliyor. Kazı sırasında ortaya çıkan Roma, Bizans ve Osmanlı dönemlerine ait eserlerin parçalanarak hafriyat alanına dökülmesi, bölgedeki tarihi dokunun ciddi şekilde zarar görmesine neden oldu.

Hurdacının Dikkati Facia'yı Önledi

Olayın ortaya çıkışı ise oldukça ilginç. Hafriyat alanındaki molozlar arasında dolaşan bir hurdacı, tarihi eserlere ait parçalar buldu. Bu parçaların değerli olduğunu fark eden hurdacı, eserleri satmak amacıyla Silifke Müze Müdürlüğü'ne götürdü. Müze yetkilileri, parçaların tarihi eser olduğunu tespit edince durumu yetkililere bildirdi ve müteahhitin vandallığı ortaya çıktı.

Bu olay, Türkiye'deki arkeolojik sit alanlarının korunması konusundaki hassasiyeti bir kez daha gündeme getirdi. Uzmanlar, bu tür olayların yaşanmaması için denetimlerin sıklaştırılması ve müteahhitlerin tarihi eserlere karşı daha duyarlı olması gerektiğini vurguluyor.

• Arkeolojik sit alanlarındaki inşaat faaliyetleri sıkı denetim altında tutulmalı.
• Müteahhitler, tarihi eserlerin korunması konusunda bilinçlendirilmeli.
• Kültür Varlıkları Koruma Bölge Kurulu kararlarına uyulması sağlanmalı.
• Tarihi eser kaçakçılığına karşı caydırıcı cezalar uygulanmalı.

Türkiye'nin Tarihi Mirası Tehlike Altında Mı?

Silifke'de yaşanan bu olay, Türkiye'nin zengin tarihi mirasının ne kadar büyük bir tehdit altında olduğunu gösteriyor. Kontrolsüz kazılar, bilinçsiz restorasyon çalışmaları ve rant uğruna yapılan tahribatlar, tarihi eserlerimizin yok olmasına neden olabiliyor. Bu nedenle, tarihi eserlerin korunması konusunda toplumun her kesiminin daha duyarlı olması gerekiyor.

Türkiye, binlerce yıllık tarihi geçmişiyle dünyanın en önemli medeniyetlerine ev sahipliği yapmış bir ülke. Bu zengin mirasın korunması, gelecek nesillere aktarılması hepimizin sorumluluğunda. Unutmayalım ki, tarihi eserler sadece taş ve topraktan ibaret değildir; onlar, geçmişimizin izlerini taşıyan, kültürel kimliğimizi oluşturan en önemli unsurlardır.