Tıp dünyası, sakız çiğnemenin kanserle olan bağlantısını ortaya koyan yeni bir araştırmayla şaşkına döndü. Herpes simpleks virüslerinin (HSV-1 ve HSV-2) yayılmasını önlemede umut vadeden bu buluş, özellikle aşı geliştirme çalışmalarının yavaş ilerlediği bir dönemde büyük önem taşıyor. Peki, bu mucizevi sakız gerçekten de kansere karşı bir kalkan olabilir mi?
Sakız ve Virüs İlişkisi
Herpes simpleks virüsleri (HSV-1 ve HSV-2), ağızda uçuklara neden olarak dünya genelinde yaygın enfeksiyonlara yol açar. Bu virüslerin yayılmasını engelleyecek etkili bir yöntem henüz bulunamadı. Ancak araştırmacılar, geliştirilen özel bir sakızın bu konuda önemli bir rol oynayabileceğine inanıyor. Mevcut grip aşılarının virüsün bulaşmasını tamamen engellemediği düşünüldüğünde, bu sakız ağız yoluyla yayılan virüslere karşı tamamlayıcı bir önlem olarak değerlendirilebilir.
Bu özel sakız, "Lablab purpureus" adlı bir bakla türünün tohumlarından elde edilen lablab fasulyesi tozundan üretiliyor. Bu bitki, FRIL adlı doğal bir virüs yakalayıcı protein içeriyor. Deneylerde, sıvıyla ıslatılmış sakızın 15 dakika çiğnenmesiyle, içeriğindeki FRIL proteininin yüzde 50'sinden fazlası salyaya karıştı. Bu yapay tükürük örnekleri laboratuvar ortamında test edildiğinde, grip virüslerinin (H1N1 ve H3N2) yüzde 95'ten fazlasının, HSV-1 virüsünün yüzde 75'inin ve HSV-2 virüsünün ise yüzde 94'ünün etkisiz hale geldiği görüldü.
FRIL Proteini Nasıl Çalışıyor?
Araştırmacılar, FRIL proteininin virüsleri etkisiz hale getirerek hücrelere bulaşma ve çoğalma ihtimalini azalttığını belirtiyor. Bu sayede ağızdaki virüs yükü ve bulaşma riski de düşürülebiliyor. Çalışmanın baş yazarı olan Pensilvanya Üniversitesi'nden biyokimyager Prof. Henry Daniell, "Bu bulgular, baklagil bazlı sakızın insanlar üzerinde yapılacak klinik çalışmalarda virüs bulaşma ve enfeksiyonunu önleme potansiyelini ortaya koyuyor" değerlendirmesinde bulundu.
Sakızın Geleceği ve Kanserle İlişkisi
Bu yeni araştırma, daha önce yapılan ve benzer sakızların SARS-CoV-2 virüsünün ağızdan bulaşmasını yüzde 95 oranında azalttığını gösteren çalışmaların devamı niteliğinde. COVID-19'a karşı geliştirilen bu sakızlar halen klinik deneme aşamasında. Bilim adamları ayrıca, FRIL proteininin kuş gribine neden olan H5N1 ve H7N9 virüslerine karşı da etkili olduğunu daha önceki çalışmalarda ortaya koymuştu.
ABD Gıda ve İlaç Dairesi (FDA), lablab fasulyesi tozunu düşük dozlarda insan tüketimi için güvenli ve toksik olmayan bir madde olarak sınıflandırıyor. Ancak anti-viral etkinliğinin klinik deneylerle doğrulanması gerekiyor. Söz konusu araştırma Molecular Therapy dergisinde yayımlandı.
Sakızın virüsleri etkisiz hale getirme potansiyeli, kanserle mücadelede de umut ışığı olabilir. Virüslerin bazı kanser türlerinin gelişiminde rol oynadığı düşünüldüğünde, bu tür bir sakızın düzenli kullanımı, kanser riskini azaltmada önemli bir adım olabilir. Ancak bu konuda daha fazla araştırmaya ihtiyaç duyulmaktadır.