20 Nisan 2025 Pazar

Holokost Endüstrisi: Acıların Sömürüsü ve İsrail'in Politikaları

H. Kübra Gürer'in dikkat çekici analizinde, 7 Ekim 2023'te yaşanan acı olayların ardından Holokost'un yeniden gündeme gelmesiyle birlikte, bu büyük trajedinin nasıl bir insanlık meselesi olarak ele alınması gerektiği sorgulanıyor. Şairin "ne çok acı var" sözünün bile yetersiz kaldığı bu derin travma, kimi zaman empatiyle karşılanırken, kimi zaman da öfke ve kinle beslenen yanlış tepkilere yol açabiliyor. Bu noktada, Norman G. Finkelstein'ın "Holokost Endüstrisi" adlı eseri, acıların nasıl sömürüldüğüne dair önemli bir bakış açısı sunuyor.

Holokost Endüstrisi: Bir İdeolojik Silah

Finkelstein'ın kitabı, Holokost'un ideolojik bir silah olarak kullanılmasını eleştiriyor. Yazar, bu silahın, insan hakları ihlalleriyle dolu bir geçmişe sahip olan İsrail'in kendisini "kurban" olarak göstermesine ve ABD'deki etkili Yahudi gruplarının ayrıcalıklı bir konuma gelmesine olanak sağladığını savunuyor. Bu durum, eleştirilere karşı bir dokunulmazlık zırhı oluştururken, aynı zamanda büyük bir servet birikimine de yol açıyor.

Finkelstein'ın "Soykırım Endüstrisi" terimiyle kastettiği, Nazi soykırımının anısını ve tarihini, politik ve ekonomik çıkarlar elde etmek için sistematik bir şekilde kullanma sürecidir. Bu süreçte, gerçek soykırım kurbanlarının acıları ve anıları istismar edilerek, maddi kazanç sağlanırken politik güç de pekiştiriliyor. Bu durum, tarihsel gerçeklerin çarpıtılması ve soykırımın ticari bir meta haline getirilmesi gibi etik olmayan uygulamaları da beraberinde getiriyor.

Soykırımın Benzersizliği İddiası ve Çifte Standartlar

Kitapta, Nazi soykırımının diğer zulüm ve soykırımlardan tamamen ayrı ve kıyaslanamaz bir olay olarak ele alınması eleştiriliyor. Finkelstein, bu benzersizlik iddiasının ideolojik amaçlarla kullanıldığını ve Yahudi soykırımının bir tür "sivil din" haline getirildiğini savunuyor. Bu yaklaşım, diğer halkların acılarını küçümseyerek ahlaki bir çifte standart yaratıyor.

Finkelstein'a göre, bu iddia aslında Yahudilerin benzersizliği iddiasıdır. Yahudilerin çektiği acılardan çok, bu acıları bizatihi Yahudilerin çekmiş olması Holokost'u benzersiz yapmaktadır. Soykırımın ebedi Yahudi düşmanlığı dogması, bir Yahudi devletinin gerekliliğini meşrulaştıracak ve bu devlete yönelik düşmanlığı açıklamada kullanılacaktır. Bu dogma ile İsrail'e tam yetki veriliyordu: Yahudi olmayanlar her zaman Yahudileri katlediyorlardı, Yahudiler de kendilerini korumak için her türlü hakka sahipti. Her türlü saldırganlık ya da işkence; Yahudilerin başvurduğu her yol meşruydu, nefsi müdafaaları için yapılıyordu.

İsrail'in Filistin Zulmü ve Hastalıklı Zihniyet

Bugün İsrail'in Filistin'e yönelik zulmünün temelinde de bu hastalıklı zihniyetin yattığını belirten Gürer, kitapta İsrail'in insan hakları ihlalleri konusundaki çifte standartlı yaklaşımlarının ve Amerikan Yahudi lobilerinin, ABD politikalarını İsrail lehine nasıl şekillendirdiğinin detaylarıyla ortaya konulduğunu vurguluyor.

Kitapta yer alan önemli noktalardan bazıları şunlardır:

  • İsrail'in insan hakları ihlalleri konusundaki çifte standartlı yaklaşımları
  • Amerikan Yahudi lobilerinin, ABD politikalarını İsrail lehine şekillendirmesi
  • Soykırımın anısının politik ve ekonomik çıkarlar için kullanılması

Sonuç

Finkelstein'ın kitabı, Holokost'un istismar edilerek nasıl politik ve ekonomik çıkarlar için kullanıldığını gözler önüne seriyor. Bu eser, sadece tarihsel bir analiz sunmakla kalmıyor, aynı zamanda günümüzdeki İsrail-Filistin sorununa da ışık tutarak, acıların sömürülmesinin ne denli tehlikeli sonuçlar doğurabileceğini gösteriyor. Bu nedenle, "Holokost Endüstrisi" okunması ve üzerinde düşünülmesi gereken önemli bir eser olarak öne çıkıyor.

İlgili Haberler