Eskişehir’de yaşanan ve toplumu derinden sarsan şiddet olayı, dijital oyunların gençler üzerindeki etkilerini bir kez daha tartışmaya açtı. Maskeli bir gencin gerçekleştirdiği saldırı, sanal dünyanın gerçek hayata yansıyan karanlık yüzünü gözler önüne serdi. Peki, dijital oyunlar gençleri nasıl etkiliyor ve bu tür olayların önüne geçmek için neler yapılabilir?

Sanal Dünyada Kaybolan Gerçeklik Algısı

Dijital oyunlar, özellikle ergenlik dönemindeki gençler için bir kaçış noktası haline gelebiliyor. Gerçek dünyada karşılığı olmayan başarılar, sanal ortamda güç ve tatmin duygusu yaratıyor. Ancak bu durum, zamanla gerçeklik algısının bozulmasına yol açabiliyor. Amerika’da yaşanan bir okul saldırısında, failin “Sadece oyun oynuyorum” demesi, bu tehlikenin boyutlarını gösteriyor.

• Oyunlardaki şiddet içerikleri, gerçek hayatta normalleştirilebiliyor.
• Sanal başarılar, gerçek dünyadaki başarısızlıkları örtmek için kullanılıyor.
• Ergenler, oyunlarda kurdukları kimliklerle gerçek hayatta çatışma yaşıyor.

Yasaklar Çözüm Değil: Peki Ne Yapılmalı?

Ailelerin oyunları yasaklamaya çalışması, genellikle ters tepki yaratıyor. Araştırmalara göre, yasaklanan gençler alternatif yollar bularak oyun oynamaya devam ediyor. Uzmanlar, iletişim kurmanın ve alternatif aktiviteler sunmanın daha etkili olduğunu vurguluyor.

Eskişehir’deki olayın ardından, çocukların dijital dünyada geçirdikleri sürenin nasıl dengeleneceği yeniden gündeme geldi. Unutulmamalıdır ki, asıl sorun oyunlar değil, gençlerin ihmal edilen psikolojik ihtiyaçlarıdır.

Sonuç olarak, gençleri sanal dünyanın olumsuz etkilerinden korumak için ailelerin bilinçli adımlar atması gerekiyor. Gerçek dünyada kurulan sağlıklı iletişim, bu tür trajedilerin önüne geçmede en etkili yöntem olarak öne çıkıyor.