Ünlü oyuncu Cem Yiğit Üzümoğlu'nun boykot çağrısı soruşturması kapsamında gözaltına alınması, siyaset ve sanat dünyasında büyük yankı uyandırdı. CHP Grup Başkanvekili Ali Mahir Başarır, bu duruma sert tepki göstererek Cumhurbaşkanı Erdoğan'ı eleştirdi. Başarır, "Erdoğan yapınca hak, sanatçı yapınca suç öyle mi?" diyerek adaletsizliği vurguladı.

Başarır'dan Sert Eleştiriler

Ali Mahir Başarır, Cem Yiğit Üzümoğlu'nun gözaltına alınmasının ardından yaptığı açıklamada, iktidarın sanatçılara yönelik baskıcı tutumunu eleştirdi. Başarır, "Sanatçılar düşüncelerini ifade edemeyecek mi? Erdoğan istediği gibi konuşabiliyor, ama bir sanatçı boykot çağrısı yapınca hemen soruşturma açılıyor. Bu kabul edilemez bir durum" dedi. Başarır, bu tür uygulamaların sanat özgürlüğüne vurulan bir darbe olduğunu savundu.

Boykot Çağrısı Soruşturması

Cem Yiğit Üzümoğlu'nun gözaltına alınmasına neden olan boykot çağrısının içeriği hakkında net bir bilgi bulunmamakla birlikte, Üzümoğlu'nun sosyal medya üzerinden yaptığı paylaşımların soruşturmaya konu olduğu tahmin ediliyor. Türkiye'de son dönemde birçok sanatçı ve aydın, farklı konularda yaptıkları açıklamalar nedeniyle soruşturma geçirmiş veya gözaltına alınmıştı. Bu durum, ifade özgürlüğü ve sanat özgürlüğü konularında endişeleri artırmıştı.

Sanat Dünyasından Tepkiler

Cem Yiğit Üzümoğlu'nun gözaltına alınması, sanat dünyasında da büyük tepkilere yol açtı. Birçok sanatçı ve yazar, sosyal medya üzerinden yaptıkları paylaşımlarla Üzümoğlu'na destek verdi ve gözaltı kararını kınadı. Sanatçılar, bu tür baskıların sanatın gelişimini engelleyeceğini ve toplumun düşünce özgürlüğünü kısıtlayacağını vurguladı.

• Sanatçılar ifade özgürlüğünün önemine dikkat çekti.
• Soruşturmaların sanatın gelişimini engellediği belirtildi.
• Toplumun düşünce özgürlüğünün kısıtlandığı vurgulandı.

Cem Yiğit Üzümoğlu'nun gözaltına alınması, Türkiye'de ifade özgürlüğü ve sanat özgürlüğü konularındaki tartışmaları yeniden alevlendirdi. Ali Mahir Başarır'ın Erdoğan'a yönelik eleştirileri, bu tartışmaların siyasi boyutunu da gözler önüne serdi. Bu olay, Türkiye'deki sanatçıların ve aydınların üzerindeki baskının ne kadar arttığını gösteren önemli bir örnek olarak kayıtlara geçti. Umuyoruz ki, bu tür olaylar son bulur ve sanatçılar özgürce düşüncelerini ifade edebilirler.