Hürriyet Genel Yayın Yönetmeni Ahmet Hakan, İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) iddianamesi üzerinden CHP'nin söylemini değerlendirerek dikkat çekici açıklamalarda bulundu. Hakan, CHP'nin kullandığı dilin yalnızca "çelik çekirdek" olarak tanımladığı tabanını ikna edebildiğini belirtirken, Ekrem İmamoğlu ile CHP'nin kaderinin ayrılmaz bir bütün haline geldiğini vurguladı.

CHP'nin İddianameye Yaklaşımı Eleştirisi

Ahmet Hakan, CHP yönetiminin iddianameye yönelik "baştan sona boş, baştan sona uydurma" şeklindeki keskin ifadelerini eleştiriyor. Ona göre bu yaklaşım, sadece zaten ikna olmaya hazır olan "çelik çekirdek" seçmeni etkiliyor. CHP'ye mesafeli ancak adalet hassasiyeti yüksek olan kesimlerin bu kadar kesin bir reddedişi gerçekçi bulmadığını ifade ediyor. Hakan, bu kitlelerin, "Bu kadar da olamaz. İçinde mutlaka üzerinde durulabilecek bazı iddialar vardır" şeklinde düşünebileceğini belirtiyor. Bu nedenle, CHP'nin dilinin daha nüanslı olması, hem iddianamedeki zayıflıkları vurgulayan hem de tamamen yok saymayan bir ton içermesi gerektiğini savunuyor.

Geniş Kitlelerin İknası Neden Zor?

Hakan'a göre CHP'nin geniş kitleleri ikna edebilmesi için iddianameye dair dilini yumuşatması gerekiyor. Ancak bunu yapabilmesi için İmamoğlu'nun siyasi kaderinden tamamen bağımsız bir çizgide durması gerekir. Hakan, bu noktada, "CHP bunu diyemez. Çünkü kendi kaderini İmamoğlu'nun kaderine bağlamış durumda" şeklinde net bir ifade kullanıyor. Bu durum, CHP'nin İmamoğlu'na olan bağımlılığını ve bu bağımlılığın getirdiği zorlukları gözler önüne seriyor.

"Ekrem Düşerse CHP Düşer"

Ahmet Hakan'ın yazısının en çok dikkat çeken bölümü, CHP ile Ekrem İmamoğlu arasındaki ilişkiye dair yaptığı değerlendirme oldu. Ona göre bugün parti ile İmamoğlu arasında güçlü bir siyasi kader ortaklığı var. Hakan bu durumu şöyle özetliyor: "Ekrem düşerse CHP düşer. Bu, İmamoğlu’nun en büyük başarısıdır." Hakan'a göre İmamoğlu, siyasi kariyerini sadece kendi kişisel başarısıyla değil, CHP'nin geleceğini kendi hikayesiyle birbirine bağlayarak güçlendirmiş durumda. İmamoğlu'nun bu noktaya nasıl geldiğinin cevabının iddianamenin satır aralarında gizli olduğunu belirtiyor.

• İmamoğlu'nun yükselişi
• Parti içindeki etkisi
• CHP'nin neden tamamen İmamoğlu'nun çizgisine yanaştığı

Hakan, bu nedenle iddianamenin sadece hukuki değil, aynı zamanda siyasi bir hikayeyi de içinde barındırdığını vurguluyor.

Ahmet Hakan'ın analizleri, İBB iddianamesinin sadece hukuki bir süreç olmadığını, aynı zamanda CHP ve İmamoğlu'nun siyasi geleceği üzerinde de derin etkileri olabileceğini gösteriyor. İmamoğlu'nun siyasi kariyerinin CHP'nin kaderiyle bu kadar iç içe geçmiş olması, partinin geleceği açısından hem bir fırsat hem de bir risk teşkil ediyor.